Hanımlar, aile yaşamında, üretkenlik yetenekleri nedeniyle -eğer işlevleri erkekle karşılaştırılırsa- oldukça yüksek bir bedel öpmek zorundalar. Sadece bebek yapıp, doğal (biyolojik) sorumluluk ve anne olmanın verdiği huzur ve tatminle yetinmekle kalmıyorlar. Bünyeleri onları her ay yeniden anne olmak için hazır olmaya zorluyor, isteseler de istemeseler de her ay böyle bir hazırlık dönemi geçiriyorlar. Bu hazırlık dönemi oluşturan süreç kabaca bir ay, ya da 28 günden oluşuyor. Aylık dönem, Sayki (cycle) veya Periyod (Periode) gibi sözcüklerle anılıyor.
Aylık dönemi basit şekilde üç kısma ayırmamız mümkündür: 1. Rahim (döl yatağının) döllendirilmiş yumurtayı kabul etmeye hazırlanış dönemi. 2. Yumurtalığın olgunlaştırdığı yumurtayı salıvermesi. 3. Yumurtanın döllenmesi ve hamilelik olayının başlaması ya da hamilelik gerçekleşmezse, buna göre hazırlanan rahimin şimdi bundan vazgeçip hazırladığı zarı yok etmesi. Böylece aylık rahatsızlık (adet’-aybaşı) halinin başlaması. Nihayet yeni bir aylık döneme periyoda geçilmesi.
Tüm bu karmaşık işlemleri iki tür karmaşık hormon hareketleri oluşturur! Estrojen ve Projesteron ismi verilen hormonlar gelgit olayındaki gibi azalıp çoğalmakla yukarıdaki olayları düzenlerler. Bu hormonların büyük bölümünü, kadının yumurtalığı üretir. Yumurtalık bu işlevini beynimizle yakın bağlantısı bulunan bir başka hormon bezi (Hipofis)den aldığı talimatlara göre yerine getirir. Aylık Periyod, hanımların aylık rahatsızlığı (regl-adet-aybaşı) sırasında ya da hamilelik ve emzirme sırasında kesintiye uğrar. Periyodu bu olayların dışında başka etkenler de (karmaşık hormon zincirini oluşturan, işlemin zamanlamasını sağlayan, esas öğelerin düzenini bozmakla) değiştirip kesintiye uğratabilir.
Günümüzde, aylık periyoda sekte vuran en önemli etken kuşkusuz hanımların sürekli ve düzenli kullanmakta oldukları doğum kontrol hapıdır. Hap bir tür hormon kokteylinden (karışımından) oluşur. Yumurtalığın yumurta üretmesini ve aylık periyodun askıya alınmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Bunu doğal hormon akımına müdahale ederek ya da düzeltici etki yapar gerçekleştirir.
Olayı şöyle bir örnekle açıklamakta yarar var: Doğum kontrol hapı kullanan bir hanım bunu sürekli alırsa, aldığı tüm süreç içinde aylık rahatsızlık geçirmez. Ancak ilaç alınırken, uzmanlar kadının doğal niteliklerinin önemini göz önünde tutuyorlar. Kadının fizyolojik (bünyevi) işlevlerine zarar vermeme ilkesiyle hareket ediyorlar. Bu nedenle, doğum kontrol hapı üçer haftalık dönemlerde alındıktan sonra, bünyenin aylık (adet) rahatsızlık işlevini yapması için hapa ara verilir. Aylık rahatsızlık gerçekleştirildikten sonra hapa yeniden başlanır ve yumurtalık yumurta olgunlaştırmaması için yeniden bir tür baskı altına alınır.
Doğum kontrol hapının uzun süre (yıllar boyu) alınmasının bazı istenmeyen yan etkileri olabilir. Bu ayrı bir meseledir. Hapın aylık hali kısa dönemde düzenli hale getirmesi, aylık rahatsızlıkla bağımlı bazı diğer rahatsızlıkların etkisini hafifletmesi hatta gidermesi gibi avantajları bulunduğunu unutmamak lazımdır. Maalesef aylık rahatsızlıkla bağımlı rahatsızlıkları olan hanımların çoğu, şu ve ya bu nedenle hapı alma olanağı bulamayanlardır. Bazı hanımları ise, ağızdan alınan doğum kontrol önlemine yeni başladıkları anda bu tür rahatsızlıklar duyuyorlar.
Hanımların aylık rahatsızlık günleri de tüm aylık periyodlar biyolojik açıdan karmaşık durum ve psikolojik önemi nedeniyle, kaçınılmaz olarak birçok hastalık ve rahatsızlıklarla bağımlı bulunmaktadır. Aylık rahatsızlık öncesi veya rahatsızlık sırasında duyulan ağrılı hal bunlardan biridir. Rahatsızlığın uzaması, kanamanın ağır geçmesi buna benzer diğer rahatsızlık türlerini oluşturuyor. Nispeten kısa ve basit olan böyle rahatsızlıklar kolay anlaşılır ve yine kolayca ve başarıya tedavi edilirler.
Bunların dışında birçok duygusal ve davranışla bağımlı olan ve tam anlaşılamayan rahatsızlıklar daha vardır ki belirli sınıflara ayırma olanağı bulunmamakta, giderilmeleri ise yukarıda anılanlar kadar kolay olmamakta, bu nedenle uzmanlar ve diğer doktorlar tarafından da biraz sıkıntılı şekilde ele alınmaktadır. Çoğu, uzmanlarca nörotik (nevrastenik-kaygı, zorunlu fikir, saplantı, fobi, depresyon gibi) hallerden kaynaklandığı saptanmıştır. Bazıları ise organik etkilerle ilintilidir. Bazıları kaçınılmaz olmakla birlikte kadının kendi hatalarına da bağlanmaktadır.
Yoğun araştırmalar sonucunda bu rahatsızlıkların aylık dönemlerle bağımlı önemli bir bölümü ayırt edilmiş ve adet öncesi rahatsızlıklar olarak gruplandırılmış bulunuyor. Buna adet öncesi denmesinin nedeni hepsinin de aylık rahatsızlıktan önce oluşmasıdır. Gerçekten de bu tür rahatsızlıkların tümü aylık rahatsızlıkla birlikte geçerler. Tanısı mümkün olduğu, nedeni ise bir değişiklikler paketi oluşturduğu için tam olarak ayırt edilmekte tedavileri de doktorların bunları ayırt etmesi sayesinde mümkün olabilmektedir.
Şimdiye dek bu rahatsızlıklar dizisinden oluşan paketin tarifi oldukça uzun sürdü. Nedeni hastalıklarının sayısının ve çeşitlerinin çok geniş bir yer tutmasıdır. Her hanım mutlaka bu hastalıklara yakalanacaktır diye bir durum söz konusu değil. Çünkü hemen her hanımın aylık rahatsızlıkları birkaç tanedir ve muntazam ve aynı (tipik) şekilde belirirler. Ancak bazı hanımların şikayetlerinin çeşitleri çok geniş bir çeşitleme dizisi oluşturmaktadır.
Bir diğer güçlük de hastalıkların çoğunun duygusal ve davranışla bağımlı olup fiziksel (bedensel) açıdan herhangi bir belirti göstermemesi. Bu tür hastaların bazılarının davranışları düzensiz hatta biraz bön gibi görülür, belki bu nedenle kınanmalarına neden olabilir. Müşkülpesent ve nevrastenik kişiler olarak kabul edilirler!..
Son ve belki de en önemlisi, birçok doktorun bu tür rahatsızlıkları tedavi etme, hatta rahatsızlığın etkisini hafifletme yolunda bile fazlaca gayret içinde görünmemeleri belki de bu nedenle hastanın gözünde antipatik duruma düşmeleridir.
Oysa artık, aylık rahatsızlık öncesi hastalık teşhis edilebilmekte, hastalar ya tedavi edilmekte ya da ıstırapları en alt düzeye indirilebilmektedir. Bunların hepsi tıp alanında çok yenidir. Tedavi için çeşitli yöntemler üzerinde yoğun araştırmalar yapılıyor. Çoğu böyle hastalığı olan hanımlara gereken tedavi sağlanmış bulunuyor. Tabii ki hastanın bunu iyi bilen bir uzman tarafından tedavi edilmesi şartıyla. Rahatsızlığın özel merkezlerde ve kliniklerde de tedavisi öngörülmektedir.
Aylık rahatsızlık (adet) öncesi hastalıklar:
üzerindeki etkilerine göre iki ana gruba ayrılırlar.
Her grupta izlenen ana rahatsızlıklar şöyle sıralanabilir:
FİZİKSEL ETKİLER:
Ağrı: Kas tutulması, Baş ağrısı, Mide ağrısı, Sırt ağrısı, Öte beri ağrıları (Genel ağrılar) ve yorgunluk.
İdrar zorluğu: Kilo alma, Cilt rahatsızlıkları, Göğüslerde (Memelerde) ağrı, Zihinsel bulanıklık
Diğer fiziksel rahatsızlıklar: Baş dönmesi/baygınlık, Soğuk ter, Kendini hasta hissetme, kusma, ani hararet basması.
DAVRANIŞ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ:
OLUMSUZ ETKİLERİ: Ağlama arzusu, Yalnızlık duygusu, Telaşlılık, Huzursuzluk, Tahrik olma, Davranış farklılığı, Depresyon Gerilim
KONSANTRE OLMA SORUNLARI: Uyku uyuma güçlüğü, Unutkanlık, Karışıklık, Dikkatin dağılması, Beceriksizlik, Kaza yapma, Karar verememe
DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİ: Randıman düşüklüğü (okulda/işte), Uykuya dalma/yatakta kalma, işe gitmeme vs. Toplumsal yaşamdan kaçınma. Yeteneğini kullanamama.
Bu yorucu listede de görüldüğü gibi, rahatsızlıkların çok geniş türleri ve belirtileri bulunmaktadır. Bunlar yalnız hastalanan hanımı halsiz, çaresiz (bırakmamakta aynı zamanda ailesini özellikle de genel olarak toplumu ilgilendirmektedir.
Araştırmaların sonucunda bu hastalıkların kadınların oranı yüzde 20’den yüzde 90’a kadar değişebilen kısmını etkilediğini göstermesi üzerine, doktorlar bunun kadının üzerindeki etkisini ve yaşayış koşullarını nasıl değiştirdiğini yeni de olsa kaygıyla kavramış bulunuyorlar. İdrar zorluğu, kadınların genel vücut yapısında olduğu gibi göğüslerin boyutlarında da genişlemeye neden olabilir, öyle ki bazı hanımlar özel şişmanlık giysilerini giymek zorunda kalabilirler. Ancak hiç kuşkusuz bu rahatsızlıkların en önemlisi kişinin davranışları üzerinde oluşturduğu karışıklıklardır. Dalgınlık, zihin karışıklığından başlayan, itimat yitirme, cinsel dürtülerde ağır depresyona kadar uzanan değişmeler, bazen şiddete kadar tırmanabilen davranış değişmeleri, bebekleri dövme hatta ağır suça yönelme gibi.. Tüm bunların iş ve aile yaşamı, ortak mutluluk üzerinde çok olumsuz etkiler oluşturması kocaların ve ailelerin şikayetine neden olması doğaldır. Böylece hastalıktan rahatsız olan kadın kadar etrafı da ıstırap çekmektedir.
Genelde ekseri kocalar ve aileler kadının aylık devrelerinin yaklaştığının bu nedenle daha da çok bilinci içinde olurlar. Ancak ağır rahatsızlanan kadınların çoğu bu hali normal aylık devrenin ikinci yarısında fark edebilirler. Bunu mutlu, neşeli bir insanken aniden hem kendi kendilerine karşı hem çevrelerine karşı tam bir mutsuz huysuz haline dönüştüklerinin bilinci içinde anlarlar. Bu durum bir işi yapabilmeleri yolunda kendilerine duydukları güven duygusunu hatta toplumsal yaşama tam olarak katılmaları yolundaki güven duygusunu bile zayıflatır.
Aylık rahatsızlık öncesi hastalıkların iki genel görünümü vardır ki hastalık karmaşığının kapısını aralamak bakımından anahtar niteliktedir. Birincisi, aylık rahatsızlık öncesi hastalığın daima aylık periyodun (devrenin) ikinci yarısında ortaya çıkmasıdır. Bunun kadının yumurtalığında yumurtanın olgunlaştırıldığı süreçten sonra olduğunu biliyoruz. Yani hormon akımı aksi yöne doğru olduğu zaman oluştuğunu ve hemen hemen yüzde yüz bununla ilintili bulunduğu biliniyor.
İkincisi ise aylık rahatsızlığın, belki biraz tuhaf gibi de görünse de bazı kadınlar aylık rahatsızlığı (adet halini) adeta kutsal bir kurtarıcı gibi görürler. Böylece hastalık etkisini yitirmeye başlar, kadının neşesi avdet eder, yeniden keyfi düzelir, davranışı normale döner, iki haftalık huzurlu yeni bir dönem başlar. Kadın eğer hamile kalırsa rahatlığı asıl o zaman hisseder. Çünkü bu inişli çıkışlı günler bir yıl ortadan kalkmış olur, kadın yeniden aylık muntazam devreler başlayana dek büyük bir huzurlu dönem yaşamış olur. Öyle ki bazı kadınların aylık rahatsızlığı öncesi hastalığın etkisinden kurtulmak için hamileliğe sığınmaları, hamileliği bir kurtuluş barınağı gibi gördükleri izlenmektedir.
Her ne kadar bilim, aylık rahatsızlık öncesi hastalıkların hormon durumuyla bağımlı olduğunu kesin olarak saptamışsa da, ayrıntılarda, neyin iyi yürümediğini tam olarak saptamak çok zor bir olaydır. Bazı hormonlarda eksilme bazılarında ise normalin üstünde artış olduğu, bu arada vücuttaki vitamin düzeyinde de değişiklikler olduğu, özellikle B6 vitamininde böyle değişiklikler olduğu saptanmıştır. Ancak tüm bu araştırmalar ortaya koymuştur ki, kanda bulunan bütün maddelerin kesin miktarını çok yönlü ölçülmesi, tedavi planı açısından fazla değer taşımamaktadır. Temelde önemli olan hormonların olsun diğer maddelerin olsun dengeli şekilde bulunmasıdır. Bunları güvenceli oranda tutmanın anlamı, birçok aylık rahatsızlık hastası kadının durumunun çok daha huzurlu dengeli hale kavuşturulması amacını taşıyor.
Aylık rahatsızlık öncesi sendrom (rahatsızlık belirtileri), yukarıda da belirttiğimiz gibi çok geniş fiziksel ve duygusal bir rahatsızlıklar tablosu sergilediğinden, teşhis sadece hastalık belirtilerine dayanarak yapılamaz, zira bu belirtilerin hepsi hem bilinçli hem de fiziksel yapıyı etkileyen başka hastalıkların özel aylık devresel niteliğidir.
Böylece, basit bir günlük not defteri tutularak (kitabın sonunda bununla ilgili örnekler verilmiştir), buna önce ana rahatsızlık belirtileri/bedensel: Örneğin ağrılar, göğüslerin şişmesi, genel halsizlik-mecalsizlik ve her ne huzursuzluk varsa veya huy, meşrep değişiklikleri, tahrik olma, depresyon, huysuzluk, vb. değişiklikler not edilir. Günlük esaslar içinde bu belirtilerin oluştuğu da oluşmadığı da belirtilir. Örneğin buna iki üç ay devam ettikten sonra bunların devresel rahatsızlıklarla ilintisi derhal anlaşılır ve aylık rahatsızlık öncesi sendromların (rahatsızlık belirtilerinin) teşhisinde bu günlüklerin yararı vardır.
Herhangi bir sağlık koşulunda, özellikle yeni bir sorunda, tanı ve tedavi için önemli bazı koşullar gereklidir. Doktorlar önce ele alınan koşulun durumun tamamını yansıtıp yansıtmadığına emin olmalıdırlar. İkincisi, doktorların yine kesin tedavisinin uygulanacağındanda emin olmaları gerekir. Aylık rahatsızlıkların oluşturduğu yan rahatsızlıkların çeşitlerinin çok fazla olması, rahatsızlığın çok karmaşık olması, çoğu kez kadınların şikayetlerinin duygusal olduğunun varsayılması (belki de kadınların gerek birçok doktor gerekse erkeklerin büyük çoğunluğunca anlaşılamaması nedenidir.) yine bu alanda herhangi bir tedavinin söz konusu olmadığının varsayılması, bu tür rahatsızlık belirtilerinin günümüze dek bir bütün olarak kabul edilmesini engellemiş bulunuyordu.
Artık bazı klinikler ve bazı doktorlar soruna gereken ilgi ve özeni gösteriyor, aylık rahatsızlıkla ilgili durumu diğerlerinden ayırmaya, belirtilerini iyi anlamaya yöneliyorlar. Sağlam bir teşhis koyup tedavi öneriyorlar.
Tedavi sırasında kişinin özelliklerine göre davranmak bir uzmanlık sorunudur. Bunun için bir dizi deneyim, bunların sıkıntısına katlanma, hatta hata yapmayı da göze almak gerekir. Muhtemelen Projesteron (tablet-iğne-fitil) hormonu verilir ayrıca ağızdan tabletle B6 vitamini (Pyridoxine) alınır. Tedavi süreci içinde, değişiklikler, uyum bir arada ele alınır ve değerlendirilir. Önemli olan doğru dengenin sağlanmasıdır. Bazı kadınlar bazen basit şekilde idrar söktürücü ilaçla tedaviye cevap verirler.
Buraya kadar aylık rahatsızlık öncesi yan rahatsızlık belirtilerini (sendromlarını) ayrıntılarıyla tarif etmiş ve iyi anlamış bulunuyoruz. Buna göre güvenceli ilaçların hazırlanması söz konusudur. Bir kez tatminkar tedavi yöntemi saptandı mıydı, hastanın bunu bir yıl süreyle uygulaması mümkündür. Bir yıllık süreç sona erince, tedaviye ara verilir, bünyenin denge ölçüsüne kavuşup kavuşmadığı kontrol edilir. Pek çok hallerde bir yıllık tedavi yeterlidir. Bunun sonucunda her şey düzene kavuşur ıstıraplar biter.
Önemli olan rahatsızlıklarınızın aylık periyodla ilintili bulunduğunu doktorunuza iyi anlatabilmek, onu ikna etmektir. Gereğinde ona bu kitabı göstermeniz de yararlı olabilir. Size icabında uzman bir doktorun veya kuruluşun ismini vermesini de söyleyebilirsiniz.
Aylık rahatsızlıklar öncesinde şiddetli sıkıntılarınız varsa, unutmayınız bunların çoğundan kurtulmanız, en azından büyük ölçüde rahata kavuşmanız için iyimser olmanıza yetecek kadar olanak bulunmaktadır.
Pyridoxine (vitamin B6) tedavisi için yöntem
Pyridoxine tamamen güvenceli bir madde olup aylık rahatsızlık öncesi sendromlarda (rahatsızlık belirtilerinde) büyük ölçüde kullanılmasında bile zararı yoktur. Bu vitamin şimdiye dek birçok yıldan beri başka durumlarda kullanılmış, hiçbir yan etkisi olduğu görülmemiştir.
Vücutta en az iki düzeyde etkisi olduğuna inanılıyor, mutlak şekilde prolaktin hormonunun miktarını da düşürdüğü biliniyor. Bu etkinin aylık rahatsızlık öncesi sendromlardan sıkıntı çeken kadınlara yararlı ve güvenceli olduğu biliniyor. Yine böyle sıkıntısı olan hanımların, bir bölümünün daha çok pyridoxine gereksinimi gösterdikleri bilinen başka bir gerçek. Normalden fazla vitamin B6 gereksinimini gösteren hanımlarda bu miktar karşılandığında vücudun biyo-kimyo mekanizmasında da yararlı düzelmeler izleniyor.
Dozaj (MİKTAR)
Orta halli rahatsızlıklarda sabah kahvaltısıyla birlikte ve akşam yemeğiyle ya dayatmadan önce birer tane 20’şer miligramlık (günde 2) tablet alınır.
Tabletlere, aylık rahatsızlık öncesi sendromların muhtemel başlama tarihinden 3 gün önce başlamalıdır. Tedaviden tam yarar sağlanması için bu önemlidir. İlaç rahatsızlıkların kaybolması, örneğin adetin başlangıcından itibaren 3 gün sonra kesilebilir. Haplara yine öbür devrede, rahatsızlıkların tam başlangıç tarihinden önce başlanmalıdır. Küçük dozlarda başlanılan hallerde, rahatsızlık belirtilerinin daha da şiddetlenmesi halinde, ilacın dozu günde birer tablet artırılabilir. (Araştırma işlemine rahatsızlığın tam adet halinin başlangıcına yakın şiddetlenmesi halinde şöyle başlanır: Eğer günde 2 tablet alınıyorsa 3’e çıkarılır, keza 3 ise 4’e çıkarılır).
Tavsiye edilen bu dozlarda şimdiye dek hiçbir karşıt etki görülmemiştir.
Aylık dönemi basit şekilde üç kısma ayırmamız mümkündür: 1. Rahim (döl yatağının) döllendirilmiş yumurtayı kabul etmeye hazırlanış dönemi. 2. Yumurtalığın olgunlaştırdığı yumurtayı salıvermesi. 3. Yumurtanın döllenmesi ve hamilelik olayının başlaması ya da hamilelik gerçekleşmezse, buna göre hazırlanan rahimin şimdi bundan vazgeçip hazırladığı zarı yok etmesi. Böylece aylık rahatsızlık (adet’-aybaşı) halinin başlaması. Nihayet yeni bir aylık döneme periyoda geçilmesi.
Tüm bu karmaşık işlemleri iki tür karmaşık hormon hareketleri oluşturur! Estrojen ve Projesteron ismi verilen hormonlar gelgit olayındaki gibi azalıp çoğalmakla yukarıdaki olayları düzenlerler. Bu hormonların büyük bölümünü, kadının yumurtalığı üretir. Yumurtalık bu işlevini beynimizle yakın bağlantısı bulunan bir başka hormon bezi (Hipofis)den aldığı talimatlara göre yerine getirir. Aylık Periyod, hanımların aylık rahatsızlığı (regl-adet-aybaşı) sırasında ya da hamilelik ve emzirme sırasında kesintiye uğrar. Periyodu bu olayların dışında başka etkenler de (karmaşık hormon zincirini oluşturan, işlemin zamanlamasını sağlayan, esas öğelerin düzenini bozmakla) değiştirip kesintiye uğratabilir.
Günümüzde, aylık periyoda sekte vuran en önemli etken kuşkusuz hanımların sürekli ve düzenli kullanmakta oldukları doğum kontrol hapıdır. Hap bir tür hormon kokteylinden (karışımından) oluşur. Yumurtalığın yumurta üretmesini ve aylık periyodun askıya alınmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Bunu doğal hormon akımına müdahale ederek ya da düzeltici etki yapar gerçekleştirir.
Olayı şöyle bir örnekle açıklamakta yarar var: Doğum kontrol hapı kullanan bir hanım bunu sürekli alırsa, aldığı tüm süreç içinde aylık rahatsızlık geçirmez. Ancak ilaç alınırken, uzmanlar kadının doğal niteliklerinin önemini göz önünde tutuyorlar. Kadının fizyolojik (bünyevi) işlevlerine zarar vermeme ilkesiyle hareket ediyorlar. Bu nedenle, doğum kontrol hapı üçer haftalık dönemlerde alındıktan sonra, bünyenin aylık (adet) rahatsızlık işlevini yapması için hapa ara verilir. Aylık rahatsızlık gerçekleştirildikten sonra hapa yeniden başlanır ve yumurtalık yumurta olgunlaştırmaması için yeniden bir tür baskı altına alınır.
Doğum kontrol hapının uzun süre (yıllar boyu) alınmasının bazı istenmeyen yan etkileri olabilir. Bu ayrı bir meseledir. Hapın aylık hali kısa dönemde düzenli hale getirmesi, aylık rahatsızlıkla bağımlı bazı diğer rahatsızlıkların etkisini hafifletmesi hatta gidermesi gibi avantajları bulunduğunu unutmamak lazımdır. Maalesef aylık rahatsızlıkla bağımlı rahatsızlıkları olan hanımların çoğu, şu ve ya bu nedenle hapı alma olanağı bulamayanlardır. Bazı hanımları ise, ağızdan alınan doğum kontrol önlemine yeni başladıkları anda bu tür rahatsızlıklar duyuyorlar.
Regl (adet) rahatsızlıkları
Hanımların aylık rahatsızlık günleri de tüm aylık periyodlar biyolojik açıdan karmaşık durum ve psikolojik önemi nedeniyle, kaçınılmaz olarak birçok hastalık ve rahatsızlıklarla bağımlı bulunmaktadır. Aylık rahatsızlık öncesi veya rahatsızlık sırasında duyulan ağrılı hal bunlardan biridir. Rahatsızlığın uzaması, kanamanın ağır geçmesi buna benzer diğer rahatsızlık türlerini oluşturuyor. Nispeten kısa ve basit olan böyle rahatsızlıklar kolay anlaşılır ve yine kolayca ve başarıya tedavi edilirler.
Bunların dışında birçok duygusal ve davranışla bağımlı olan ve tam anlaşılamayan rahatsızlıklar daha vardır ki belirli sınıflara ayırma olanağı bulunmamakta, giderilmeleri ise yukarıda anılanlar kadar kolay olmamakta, bu nedenle uzmanlar ve diğer doktorlar tarafından da biraz sıkıntılı şekilde ele alınmaktadır. Çoğu, uzmanlarca nörotik (nevrastenik-kaygı, zorunlu fikir, saplantı, fobi, depresyon gibi) hallerden kaynaklandığı saptanmıştır. Bazıları ise organik etkilerle ilintilidir. Bazıları kaçınılmaz olmakla birlikte kadının kendi hatalarına da bağlanmaktadır.
Yoğun araştırmalar sonucunda bu rahatsızlıkların aylık dönemlerle bağımlı önemli bir bölümü ayırt edilmiş ve adet öncesi rahatsızlıklar olarak gruplandırılmış bulunuyor. Buna adet öncesi denmesinin nedeni hepsinin de aylık rahatsızlıktan önce oluşmasıdır. Gerçekten de bu tür rahatsızlıkların tümü aylık rahatsızlıkla birlikte geçerler. Tanısı mümkün olduğu, nedeni ise bir değişiklikler paketi oluşturduğu için tam olarak ayırt edilmekte tedavileri de doktorların bunları ayırt etmesi sayesinde mümkün olabilmektedir.
Adet öncesi hastalıkların belirtileri
Şimdiye dek bu rahatsızlıklar dizisinden oluşan paketin tarifi oldukça uzun sürdü. Nedeni hastalıklarının sayısının ve çeşitlerinin çok geniş bir yer tutmasıdır. Her hanım mutlaka bu hastalıklara yakalanacaktır diye bir durum söz konusu değil. Çünkü hemen her hanımın aylık rahatsızlıkları birkaç tanedir ve muntazam ve aynı (tipik) şekilde belirirler. Ancak bazı hanımların şikayetlerinin çeşitleri çok geniş bir çeşitleme dizisi oluşturmaktadır.
Bir diğer güçlük de hastalıkların çoğunun duygusal ve davranışla bağımlı olup fiziksel (bedensel) açıdan herhangi bir belirti göstermemesi. Bu tür hastaların bazılarının davranışları düzensiz hatta biraz bön gibi görülür, belki bu nedenle kınanmalarına neden olabilir. Müşkülpesent ve nevrastenik kişiler olarak kabul edilirler!..
Son ve belki de en önemlisi, birçok doktorun bu tür rahatsızlıkları tedavi etme, hatta rahatsızlığın etkisini hafifletme yolunda bile fazlaca gayret içinde görünmemeleri belki de bu nedenle hastanın gözünde antipatik duruma düşmeleridir.
Oysa artık, aylık rahatsızlık öncesi hastalık teşhis edilebilmekte, hastalar ya tedavi edilmekte ya da ıstırapları en alt düzeye indirilebilmektedir. Bunların hepsi tıp alanında çok yenidir. Tedavi için çeşitli yöntemler üzerinde yoğun araştırmalar yapılıyor. Çoğu böyle hastalığı olan hanımlara gereken tedavi sağlanmış bulunuyor. Tabii ki hastanın bunu iyi bilen bir uzman tarafından tedavi edilmesi şartıyla. Rahatsızlığın özel merkezlerde ve kliniklerde de tedavisi öngörülmektedir.
Aylık rahatsızlık (adet) öncesi hastalıklar:
- FİZİKSEL
- DAVRANIŞ
üzerindeki etkilerine göre iki ana gruba ayrılırlar.
Her grupta izlenen ana rahatsızlıklar şöyle sıralanabilir:
FİZİKSEL ETKİLER:
Ağrı: Kas tutulması, Baş ağrısı, Mide ağrısı, Sırt ağrısı, Öte beri ağrıları (Genel ağrılar) ve yorgunluk.
İdrar zorluğu: Kilo alma, Cilt rahatsızlıkları, Göğüslerde (Memelerde) ağrı, Zihinsel bulanıklık
Diğer fiziksel rahatsızlıklar: Baş dönmesi/baygınlık, Soğuk ter, Kendini hasta hissetme, kusma, ani hararet basması.
DAVRANIŞ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ:
OLUMSUZ ETKİLERİ: Ağlama arzusu, Yalnızlık duygusu, Telaşlılık, Huzursuzluk, Tahrik olma, Davranış farklılığı, Depresyon Gerilim
KONSANTRE OLMA SORUNLARI: Uyku uyuma güçlüğü, Unutkanlık, Karışıklık, Dikkatin dağılması, Beceriksizlik, Kaza yapma, Karar verememe
DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİ: Randıman düşüklüğü (okulda/işte), Uykuya dalma/yatakta kalma, işe gitmeme vs. Toplumsal yaşamdan kaçınma. Yeteneğini kullanamama.
Bu yorucu listede de görüldüğü gibi, rahatsızlıkların çok geniş türleri ve belirtileri bulunmaktadır. Bunlar yalnız hastalanan hanımı halsiz, çaresiz (bırakmamakta aynı zamanda ailesini özellikle de genel olarak toplumu ilgilendirmektedir.
Araştırmaların sonucunda bu hastalıkların kadınların oranı yüzde 20’den yüzde 90’a kadar değişebilen kısmını etkilediğini göstermesi üzerine, doktorlar bunun kadının üzerindeki etkisini ve yaşayış koşullarını nasıl değiştirdiğini yeni de olsa kaygıyla kavramış bulunuyorlar. İdrar zorluğu, kadınların genel vücut yapısında olduğu gibi göğüslerin boyutlarında da genişlemeye neden olabilir, öyle ki bazı hanımlar özel şişmanlık giysilerini giymek zorunda kalabilirler. Ancak hiç kuşkusuz bu rahatsızlıkların en önemlisi kişinin davranışları üzerinde oluşturduğu karışıklıklardır. Dalgınlık, zihin karışıklığından başlayan, itimat yitirme, cinsel dürtülerde ağır depresyona kadar uzanan değişmeler, bazen şiddete kadar tırmanabilen davranış değişmeleri, bebekleri dövme hatta ağır suça yönelme gibi.. Tüm bunların iş ve aile yaşamı, ortak mutluluk üzerinde çok olumsuz etkiler oluşturması kocaların ve ailelerin şikayetine neden olması doğaldır. Böylece hastalıktan rahatsız olan kadın kadar etrafı da ıstırap çekmektedir.
Genelde ekseri kocalar ve aileler kadının aylık devrelerinin yaklaştığının bu nedenle daha da çok bilinci içinde olurlar. Ancak ağır rahatsızlanan kadınların çoğu bu hali normal aylık devrenin ikinci yarısında fark edebilirler. Bunu mutlu, neşeli bir insanken aniden hem kendi kendilerine karşı hem çevrelerine karşı tam bir mutsuz huysuz haline dönüştüklerinin bilinci içinde anlarlar. Bu durum bir işi yapabilmeleri yolunda kendilerine duydukları güven duygusunu hatta toplumsal yaşama tam olarak katılmaları yolundaki güven duygusunu bile zayıflatır.
Adet Öncesi Rahatsızlıkların Nedenleri Nelerdir?
Aylık rahatsızlık öncesi hastalıkların iki genel görünümü vardır ki hastalık karmaşığının kapısını aralamak bakımından anahtar niteliktedir. Birincisi, aylık rahatsızlık öncesi hastalığın daima aylık periyodun (devrenin) ikinci yarısında ortaya çıkmasıdır. Bunun kadının yumurtalığında yumurtanın olgunlaştırıldığı süreçten sonra olduğunu biliyoruz. Yani hormon akımı aksi yöne doğru olduğu zaman oluştuğunu ve hemen hemen yüzde yüz bununla ilintili bulunduğu biliniyor.
İkincisi ise aylık rahatsızlığın, belki biraz tuhaf gibi de görünse de bazı kadınlar aylık rahatsızlığı (adet halini) adeta kutsal bir kurtarıcı gibi görürler. Böylece hastalık etkisini yitirmeye başlar, kadının neşesi avdet eder, yeniden keyfi düzelir, davranışı normale döner, iki haftalık huzurlu yeni bir dönem başlar. Kadın eğer hamile kalırsa rahatlığı asıl o zaman hisseder. Çünkü bu inişli çıkışlı günler bir yıl ortadan kalkmış olur, kadın yeniden aylık muntazam devreler başlayana dek büyük bir huzurlu dönem yaşamış olur. Öyle ki bazı kadınların aylık rahatsızlığı öncesi hastalığın etkisinden kurtulmak için hamileliğe sığınmaları, hamileliği bir kurtuluş barınağı gibi gördükleri izlenmektedir.
Her ne kadar bilim, aylık rahatsızlık öncesi hastalıkların hormon durumuyla bağımlı olduğunu kesin olarak saptamışsa da, ayrıntılarda, neyin iyi yürümediğini tam olarak saptamak çok zor bir olaydır. Bazı hormonlarda eksilme bazılarında ise normalin üstünde artış olduğu, bu arada vücuttaki vitamin düzeyinde de değişiklikler olduğu, özellikle B6 vitamininde böyle değişiklikler olduğu saptanmıştır. Ancak tüm bu araştırmalar ortaya koymuştur ki, kanda bulunan bütün maddelerin kesin miktarını çok yönlü ölçülmesi, tedavi planı açısından fazla değer taşımamaktadır. Temelde önemli olan hormonların olsun diğer maddelerin olsun dengeli şekilde bulunmasıdır. Bunları güvenceli oranda tutmanın anlamı, birçok aylık rahatsızlık hastası kadının durumunun çok daha huzurlu dengeli hale kavuşturulması amacını taşıyor.
Adet Öncesi Rahatsızlıkların Teşhisi
Aylık rahatsızlık öncesi sendrom (rahatsızlık belirtileri), yukarıda da belirttiğimiz gibi çok geniş fiziksel ve duygusal bir rahatsızlıklar tablosu sergilediğinden, teşhis sadece hastalık belirtilerine dayanarak yapılamaz, zira bu belirtilerin hepsi hem bilinçli hem de fiziksel yapıyı etkileyen başka hastalıkların özel aylık devresel niteliğidir.
Böylece, basit bir günlük not defteri tutularak (kitabın sonunda bununla ilgili örnekler verilmiştir), buna önce ana rahatsızlık belirtileri/bedensel: Örneğin ağrılar, göğüslerin şişmesi, genel halsizlik-mecalsizlik ve her ne huzursuzluk varsa veya huy, meşrep değişiklikleri, tahrik olma, depresyon, huysuzluk, vb. değişiklikler not edilir. Günlük esaslar içinde bu belirtilerin oluştuğu da oluşmadığı da belirtilir. Örneğin buna iki üç ay devam ettikten sonra bunların devresel rahatsızlıklarla ilintisi derhal anlaşılır ve aylık rahatsızlık öncesi sendromların (rahatsızlık belirtilerinin) teşhisinde bu günlüklerin yararı vardır.
Adet Öncesi Rahatsızlıkların Tedavisi
Herhangi bir sağlık koşulunda, özellikle yeni bir sorunda, tanı ve tedavi için önemli bazı koşullar gereklidir. Doktorlar önce ele alınan koşulun durumun tamamını yansıtıp yansıtmadığına emin olmalıdırlar. İkincisi, doktorların yine kesin tedavisinin uygulanacağındanda emin olmaları gerekir. Aylık rahatsızlıkların oluşturduğu yan rahatsızlıkların çeşitlerinin çok fazla olması, rahatsızlığın çok karmaşık olması, çoğu kez kadınların şikayetlerinin duygusal olduğunun varsayılması (belki de kadınların gerek birçok doktor gerekse erkeklerin büyük çoğunluğunca anlaşılamaması nedenidir.) yine bu alanda herhangi bir tedavinin söz konusu olmadığının varsayılması, bu tür rahatsızlık belirtilerinin günümüze dek bir bütün olarak kabul edilmesini engellemiş bulunuyordu.
Artık bazı klinikler ve bazı doktorlar soruna gereken ilgi ve özeni gösteriyor, aylık rahatsızlıkla ilgili durumu diğerlerinden ayırmaya, belirtilerini iyi anlamaya yöneliyorlar. Sağlam bir teşhis koyup tedavi öneriyorlar.
Tedavi sırasında kişinin özelliklerine göre davranmak bir uzmanlık sorunudur. Bunun için bir dizi deneyim, bunların sıkıntısına katlanma, hatta hata yapmayı da göze almak gerekir. Muhtemelen Projesteron (tablet-iğne-fitil) hormonu verilir ayrıca ağızdan tabletle B6 vitamini (Pyridoxine) alınır. Tedavi süreci içinde, değişiklikler, uyum bir arada ele alınır ve değerlendirilir. Önemli olan doğru dengenin sağlanmasıdır. Bazı kadınlar bazen basit şekilde idrar söktürücü ilaçla tedaviye cevap verirler.
Buraya kadar aylık rahatsızlık öncesi yan rahatsızlık belirtilerini (sendromlarını) ayrıntılarıyla tarif etmiş ve iyi anlamış bulunuyoruz. Buna göre güvenceli ilaçların hazırlanması söz konusudur. Bir kez tatminkar tedavi yöntemi saptandı mıydı, hastanın bunu bir yıl süreyle uygulaması mümkündür. Bir yıllık süreç sona erince, tedaviye ara verilir, bünyenin denge ölçüsüne kavuşup kavuşmadığı kontrol edilir. Pek çok hallerde bir yıllık tedavi yeterlidir. Bunun sonucunda her şey düzene kavuşur ıstıraplar biter.
Önemli olan rahatsızlıklarınızın aylık periyodla ilintili bulunduğunu doktorunuza iyi anlatabilmek, onu ikna etmektir. Gereğinde ona bu kitabı göstermeniz de yararlı olabilir. Size icabında uzman bir doktorun veya kuruluşun ismini vermesini de söyleyebilirsiniz.
Aylık rahatsızlıklar öncesinde şiddetli sıkıntılarınız varsa, unutmayınız bunların çoğundan kurtulmanız, en azından büyük ölçüde rahata kavuşmanız için iyimser olmanıza yetecek kadar olanak bulunmaktadır.
Pyridoxine (vitamin B6) tedavisi için yöntem
Pyridoxine tamamen güvenceli bir madde olup aylık rahatsızlık öncesi sendromlarda (rahatsızlık belirtilerinde) büyük ölçüde kullanılmasında bile zararı yoktur. Bu vitamin şimdiye dek birçok yıldan beri başka durumlarda kullanılmış, hiçbir yan etkisi olduğu görülmemiştir.
Vücutta en az iki düzeyde etkisi olduğuna inanılıyor, mutlak şekilde prolaktin hormonunun miktarını da düşürdüğü biliniyor. Bu etkinin aylık rahatsızlık öncesi sendromlardan sıkıntı çeken kadınlara yararlı ve güvenceli olduğu biliniyor. Yine böyle sıkıntısı olan hanımların, bir bölümünün daha çok pyridoxine gereksinimi gösterdikleri bilinen başka bir gerçek. Normalden fazla vitamin B6 gereksinimini gösteren hanımlarda bu miktar karşılandığında vücudun biyo-kimyo mekanizmasında da yararlı düzelmeler izleniyor.
Dozaj (MİKTAR)
Orta halli rahatsızlıklarda sabah kahvaltısıyla birlikte ve akşam yemeğiyle ya dayatmadan önce birer tane 20’şer miligramlık (günde 2) tablet alınır.
Tabletlere, aylık rahatsızlık öncesi sendromların muhtemel başlama tarihinden 3 gün önce başlamalıdır. Tedaviden tam yarar sağlanması için bu önemlidir. İlaç rahatsızlıkların kaybolması, örneğin adetin başlangıcından itibaren 3 gün sonra kesilebilir. Haplara yine öbür devrede, rahatsızlıkların tam başlangıç tarihinden önce başlanmalıdır. Küçük dozlarda başlanılan hallerde, rahatsızlık belirtilerinin daha da şiddetlenmesi halinde, ilacın dozu günde birer tablet artırılabilir. (Araştırma işlemine rahatsızlığın tam adet halinin başlangıcına yakın şiddetlenmesi halinde şöyle başlanır: Eğer günde 2 tablet alınıyorsa 3’e çıkarılır, keza 3 ise 4’e çıkarılır).
Tavsiye edilen bu dozlarda şimdiye dek hiçbir karşıt etki görülmemiştir.