Paylı Mülkiyet
Paylı mülkiyetin diğer adı müşterek mülkiyettir. Türk Medeni Kanunumuza göre; birden fazla kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olduğu durumlarda paylı mülkiyetten söz edebiliriz. Paylı mülkiyetin en bilinen örneği ile ifade edersek toprak tapu olarak bilinen ve tek bir arsanın, çok sayıda insana satılarak oluşturulan mülkiyet durumu olarak ifade edebiliriz.
Elbirliği Mülkiyet
Elbirliği mülkiyetin diğer adı iştirak altında mülkiyettir. Türk Medeni Kanunu’na göre; oluşan bu topluluk dolayısı ile mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyeti olarak ifade edilmiştir. Elbirliği halinde mülkiyette mirasçıların veraset ilamı ile bir taşınmazdaki mülkiyet durumlarını ifade eder. Elbirliği mülkiyette ortakların belirlenmiş payları değildir. Her bir ortağın hakkı, ortaklığa giren malların tamamında yaygındır. Yani veraset ilamı ile bir taşınmaza ortak olan mirasçının taşınmazın hangi kısmında ortak olduğu belirli değildir. Mirasçı taşınmazın bütününde payı kadar söz sahibidir.
Elbirliği Mülkiyet İle Paylı Mülkiyet Arasındaki Farklılıklar
Miras bırakanın vefatıyla beraber mirası reddetmemiş mirasçılar, tereke üstünde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) gereğince hak sahibi olur. Daha açık bir deyişle, mirasçıların birden çok olması durumunda, tüm mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ile borçlar üstünde bir ortaklık meydana gelir ve mirasın paylaşımına kadar terekeye ait haklar üstünde mirasçıların beraber tasarruf etmeleri gerekir. Bu durum söz konusu ise mirasçıların belirlenmiş bir payları yoktur ve her ortağın hakkı orta ortaklıktaki malların tamamını kapsar.
Bu mülkiyet türünde tüm mirasçılar mal varlığı üzerinde eşit ve ortak hak sahibidir. Bu yüzden tüm mirasçılar birlikte tasarruf mecburiyetindedir. Mal varlığı ile alakalı Bütün işlemler mirasçıların tamamı tarafından birlikte yapılmalıdır. Elbirliği halinde mülkiyetin bu niteliği itibariyle ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunur. Zorunlu dava arkadaşlığı da ortakların beraber dava yahut icra takibi açması, 3. Kişiler tarafından ortakların tamamına karşı dava veya icra takibi başlatılması manasına gelmektedir.
Elbirliği mülkiyetine tabi malvarlığının üstünde mirasçıların belirlenmiş payları bulunmaz. Bu durum dava yada icra takibi aşamasında mirasçıların veraset ilamındaki yer alan hak ve hisseleri oranında talepte bulunulmalarını engel olur. Bu yönde bir talebin, elbirliği mülkiyetinin hukuki özelliği ve yapısına ters düşmesi dolayısı ile kabul edilme olanağı bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay’ın emsal nitelikteki kararları da hep bu doğrultudadır. Aşağıda açıklamalarımız uzantısındaki bu kararlardan yalnızca birini paylaşmakta yarar görmekteyiz.
Paylı mülkiyetin diğer adı müşterek mülkiyettir. Türk Medeni Kanunumuza göre; birden fazla kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olduğu durumlarda paylı mülkiyetten söz edebiliriz. Paylı mülkiyetin en bilinen örneği ile ifade edersek toprak tapu olarak bilinen ve tek bir arsanın, çok sayıda insana satılarak oluşturulan mülkiyet durumu olarak ifade edebiliriz.
Elbirliği Mülkiyet
Elbirliği mülkiyetin diğer adı iştirak altında mülkiyettir. Türk Medeni Kanunu’na göre; oluşan bu topluluk dolayısı ile mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyeti olarak ifade edilmiştir. Elbirliği halinde mülkiyette mirasçıların veraset ilamı ile bir taşınmazdaki mülkiyet durumlarını ifade eder. Elbirliği mülkiyette ortakların belirlenmiş payları değildir. Her bir ortağın hakkı, ortaklığa giren malların tamamında yaygındır. Yani veraset ilamı ile bir taşınmaza ortak olan mirasçının taşınmazın hangi kısmında ortak olduğu belirli değildir. Mirasçı taşınmazın bütününde payı kadar söz sahibidir.
Elbirliği Mülkiyet İle Paylı Mülkiyet Arasındaki Farklılıklar
Miras bırakanın vefatıyla beraber mirası reddetmemiş mirasçılar, tereke üstünde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) gereğince hak sahibi olur. Daha açık bir deyişle, mirasçıların birden çok olması durumunda, tüm mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ile borçlar üstünde bir ortaklık meydana gelir ve mirasın paylaşımına kadar terekeye ait haklar üstünde mirasçıların beraber tasarruf etmeleri gerekir. Bu durum söz konusu ise mirasçıların belirlenmiş bir payları yoktur ve her ortağın hakkı orta ortaklıktaki malların tamamını kapsar.
Bu mülkiyet türünde tüm mirasçılar mal varlığı üzerinde eşit ve ortak hak sahibidir. Bu yüzden tüm mirasçılar birlikte tasarruf mecburiyetindedir. Mal varlığı ile alakalı Bütün işlemler mirasçıların tamamı tarafından birlikte yapılmalıdır. Elbirliği halinde mülkiyetin bu niteliği itibariyle ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunur. Zorunlu dava arkadaşlığı da ortakların beraber dava yahut icra takibi açması, 3. Kişiler tarafından ortakların tamamına karşı dava veya icra takibi başlatılması manasına gelmektedir.
Elbirliği mülkiyetine tabi malvarlığının üstünde mirasçıların belirlenmiş payları bulunmaz. Bu durum dava yada icra takibi aşamasında mirasçıların veraset ilamındaki yer alan hak ve hisseleri oranında talepte bulunulmalarını engel olur. Bu yönde bir talebin, elbirliği mülkiyetinin hukuki özelliği ve yapısına ters düşmesi dolayısı ile kabul edilme olanağı bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay’ın emsal nitelikteki kararları da hep bu doğrultudadır. Aşağıda açıklamalarımız uzantısındaki bu kararlardan yalnızca birini paylaşmakta yarar görmekteyiz.